" İnsanın kendi kendine yaptığını, yedi cihan bir araya gelse yapamaz " sözü ne kadar da doğru imiş...
     Türkiye'nin 2 numarası idi...
     Bilgisi, siyasi zekâsı ve  gerçekten de çok başarılı bir süreçle yönettiği bakanlık süreci;  herkes tarafından takdir edildi...
     Her yaptığı açıklama gündem oluyordu ve partide; Tayyip Erdoğan'dan sonra " Acaba Alternatif " mi sorusuna en çok muhatap olan bakandı. NET....!!!!!
     Şahsen de tanırım ve yaptığı olumlu şeyleri hiç bir zaman yazmaktan da çekinmedim...
     O zaman doğru yazdın diyenler; şimdi de aynı şeyi söyleyebiliyor ise şayet, çift taraflı riya yoktur demektir...
     Zira siyaset; şak şak tutup yalakalık yapmak, zil çalıp tef ile " Çok yaşa padişahım " demek olmamalı...
     Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun dediği gibi; " Dik duracağız. Doğru gideceğiz. Düz yaşayacağız ". NET....!!!!!
     " Bana arkadaşını söyle; sana kim olduğunu söyleyeyim " diye cuk oturan bir sözümüz var. Ne kadar da doğru...
     Bir insan kendisini ancak bu kadar taa zirveden; yere hızlı bir şekilde ivme alarak çakabilirdi...
     Birinci hatası; sürekli olarak Berat Albayrak ile kapalı kapılar ardında girdikleri yarıştı. Ki siyasette herkesin bir yumuşak karnı ve her olayla ilgili bir kaset dedikodusu vardır maalesef ki...
     Herkesin açığıyla ilgili kasetlerin elinde olduğu; dilden dile dolaşan bir efsane ile kar topu gibi büyüdü...
     Tamamıyla %100 duygusal olması, her zerresine kadar duygu yüklü olması ve mantığı yerine her daim; duyguları ile ve anında karar vermesi, konuşması ve zirveye de çıkınca; zamanlama hatası yaparak ve sürekli olarak polemik siyaseti üretmesi, kendi ipini de çekmesini beraberinde getirdi...
     Ve yıllarca muhalefet yaptığı Tayyip Erdoğan'a söylemediği lâf kalmamasına rağmen; genede bunları unutan Türk Halkı tarafından, Türkiye'nin 2 numarası yapıldı ve el üstünde tutuldu...
     Taa ki Sedat Peker ile patlayana kadar...
     Bunlar genel anlamda yaptığı hatalar...
     Bir de gelelim Trabzon özelinde yaptığı o foter hatalara...???
     Birincisi; Doğru Yol Partisi'nde kendisine ağabeylik yapan Bekir Bülbüloğlu ve diğer bir çok dava arkadaşının; ki isimlerini de veririm, " Mazhar Yıldırımhan'ı yanına alma; sana çokça zarar veriyor " sözlerine duyarsız kaldı...
     Ki aynı Mazhar Yıldırımhan; Ortahisar Belediye Başkanı olarak çok başarılı bir süreç geçiren Ahmet Metin Genç'e hakkını verdiğimiz yazılardan ve yerine ismi geçen Ergin Aydın, Faruk Kanca vb. isimleri zikrederek kaleme aldığım bir yazıda beni aradı...
     Bildiğiniz üzere insan dinlemez ise şayet; yeni bir şeyler öğrenemez...
     Ama o kadar alışmış ki dinlemeden konuşmaya Sn. Mazhar Yıldırımhan; başladı dava arkadaşlarını bir bir yerden yere vurmaya...
     Bedeni bugünde ama aklı halâ 2004 yerel seçimlerinde kalmış, belli...
     Ahmet Metin Genç kendisinin aleyhinde mi çalışmamış, Faruk Kanca O'na kelek mi atmamış, Ergin Aydın zaten pasifmiş de ! Kendisine " İşte Bizim Ergin. Bir Belediye Başkan Yardımcılığını ' dahi yapamadı diyor...
     Kaldı ki yıllarca beraber siyaset yaptılar Ergin Aydın ve Faruk Kanca ile...
     Ve ötesi; eleştiriyi efsane bakan Faruk Özak'a getirecek kadar da küçük hesaplar peşinde...
     Araya girmeye çalışıyorum ama dur bitireyim diyerek tam 1 saat dinledim...
     Ez Cümle....???
     Yerel olarak; Süleyman Soylu isminin en büyük hatası, seçiminde dikkat etmediği Trabzon Ekibidir...
     Bu yanlış ekipte; ismi geçen Mazhar Yıldırımhan yanında, Erdem Sürmen ne kadar yanlış bir tercih ise, Ali Faik Hacıoğlu ile bu yanlış silsilesi zirveye çıktı. Ve ismi sürekli olarak polemiklerle anılan ve son derece talihsiz bir Atatürk paylaşımı yapan Ufuk Hoş ile de; bu ekip tencere ve kapak misâli oldu...
     Benim de 2018'de ismim Soylu'ya Danışman olarak geçmişti ve beni önerenlerden biri de Bahar Ayvazoğlu idi...
     Ki Soylu'ya zarar veren Trabzon'un Kadın ayağının baş mimarı da kendisidir...
     Zira sonradan çok şükrettim; iyi ki Danışman olmamışım diye. Neden ???
     Bu ekip beni hemen harcamak bir yana; yanlarında olduğum her saniye, bu ekipten biri olarak ben de yıpranacak ve ismim her daim SORU İŞARETİ olarak anılacaktı. Elbette ki beni tanımayanlar tarafından...
     Demem o ki Süleyman Soylu; bu Trabzon ekibini seçerek ve bu ekibin her dediğini de istisnasız doğru kabul ederek, en büyük hatayı yapmış ve çokça da emeği olan Trabzon özelinde, sıradan olmaktan kurtulamamıştır...
     Eski dava arkadaşlarının; bu ekibin kendisine ve Trabzon'a çokça zarar verdiği nasihatine sürekli olarak kulaklarını tıkamış, hattâ yola beraber çıktığı bu dava arkadaşlarının yerine, yolda buldukları ile yürümeyi tercih etmiştir...
     " Eğer Onlar senin ekibinden ise; Ben senin ekibinden olamam " diyen eski yol arkadaşlarının sayısı da; azımsanmayacak kadar çok...
     Yani son olarak; " Bu dönem aktif siyaseti bırakma kararı aldım " diyen Soylu; aslında sıfırdan başka bir oluşum ile yola devam edecekse bile, bir ara vererek bu yapılanmayı kurmak amacında mı; yoksa eğer yerse, Erdoğan sonrası Ak Parti'nin başına geçmek için hamle mi yapacak veya dediği gibi siyaseti tamamen bırakacak mı, ilerleyen günlerde hep birlikte göreceğiz...
     Zira yıllarca Bakan olarak Trabzon'a hizmet etmiş bir diğer efsane Eyüp Aşık dahi; onca yıllar siyaset yapmasına rağmen, Ak Parti'den tekrar denemedi mi geri dönmeyi...!!!
     O yüzden; güce alışmış, yetkiyi ellerinde bulundurmaya ve inisiyatifi başkasına bırakmamaya yemin etmiş gibi; zamanında geri çekilmesini bilmeyerek, Süleyman Soylu gibi kendi kendini bitirenler; ilk ışığı görünce siyasete muhakkak geri dönmek için fırsat kollarlar...
     O yüzden; Ben siyaseti bu dönem aktif olarak bırakıyorum sözü, aslında " Bekleyin. Yeni bir oluşum ile ilk fırsatta karşınızdayız " anlamına geliyor ki, bu kadar debdebeye, soru işaretine, ihtirasa ve ENE'ye sahip bu Trabzon Ekibini, ilk fırsatta tekrar yanına alırsa Soylu; " Vay Haline " demekten kendimi alamıyorum...
     Zira o kadar ENE yapmış ki Sn. Mazhar Yıldırımhan; ki Milli Görüş geleneğinden gelmesine ve nefsini ayakları altına alması gerekirken, bir haber spikerinin " Mazhar Yıldırımhan'ın geleceği nedir siyasette " sorusuna; " Mazhar Yıldırımhan'ın geleceği, Trabzon'un geleceğidir " diyecek kadar da Egosu tavan yapmış bir figür ve bunlar Ak Parti Trabzon'un en büyük eksiklerinin sadece bir kısmı...
     Demem o ki; o kadar çapraşık ilişkiler, liyakatsizlikler, hatalar, egolar, güç savaşları, haksızlıklar, adaletsizlikler ve soru işaretleri ile doldu ki Trabzon Ak Parti ve Türkiye genelinde ki Ak Parti; halk işte bu sinek gibi küçük ama mide bulandırıcı bütün olayların hesabını tek kişiye, yani Tayyip Erdoğan'a kesiyor. NET....!!!!!
     Sonuçta kaybeden Trabzon, kaybeden Türkiye oluyor...
     Trabzon Ak Parti'nin ve Türkiye genelinde Ak Parti'nin tek kurtuluş alternatifi; var oluşları ile bu harekete en büyük darbeyi vuran bu, amiyane tabiriyle; " Dinazor Güruh " tan sıyrılmak, ünsüz ama ismi hiç bir şaibeye bulaşmamış TEMİZ ELLER ile yeniden bir oluşum içine girmektir...
     NOT: Kimse bizi katagorize etmeye; yok efendim aslında şu partilidir, esasen babası felanca partiden, amca oğlu bu partiden aday oldu diyerek yaftalamaya kalkmasın...
     Tayyip Erdoğan demiyor muydu : - " Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem " diye..??
     Şimdi içimizde de bunlardan varsa; başkaları gibi şak şak siyaseti yapacaksak, diğerlerinden ne farkımız kalır. NET...!!!
     Zira " Yeni Ömer'ler arıyoruz " diyenler; önce Hz. Ömer'in hangi özelliklere sahip olduğunu araştırıp, Sahabe olsa da yanlış yapanlara nasıl haddini bildirdiğini ve yanlışlarını gösterdiğini öğrensinler. NET...!!!
     " Zulüm bizdense, ben bizden değilim " diyecek koca yüreklere sıra gelmedikçe; siyasette ki bu yaman çelişki asla düzelmez...
     Güneş'i dahi gölgede bırakacak olan yazı dizilerimizi ve bizi izlemeye devam edin lütfen efendim...
     Doğru tektir...
     Ve bu hayat sadece de bu Dünya'dan ibaretmiş gibi yaşarsak; bizim de işlerimiz rast gitmesin...
     Dua hükmüne geçsin İnşallah. NET...!!!!

Herkese Selâmlar & Sevgiler & Hürmetler Efendim