Orta Vadeli Programı (OVP) yeni ekonomi yönetiminin, büyüme, enflasyon, bütçe, istihdam, ithalat ve ihracat gibi temel makro göstergeler üzerinden hedeflerini belirliyor.
Ekonomi yönetimi en son 2025-2027 dönemini kapsayan üç yıllık yol haritalarını açıklamış ve temel göstergeler doğrultusunda ilerlemişti.
2026-2028 dönemini kapsayan OVP'de ise küresel, bölgesel ve ulusal düzeyde ortaya çıkan gelişmeler ışığında temel makroekonomik çerçeve güncellenerek ilerleyen 3 yıllık dönemde hayata geçirilecek öncelikli dönüşüm adımları ve takvim ortaya konuluyor.
HAZİNE İLE STRATEJİ VE BÜTÇE BAŞKANLIĞI’NIN ORTAK ÇALIŞMASI
OVP, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ortak çalışmasıyla hazırlandı.
OVP, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayının ardından Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
CEVDET YILMAZ DETAYLARI AKTARDI
Ekonomik politikalarda üç yıllık yol haritasını şekillendirecek olan Orta Vadeli Programı (OVP), Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen bir programla, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından aktarıldı.
Ekonomi yönetimi de kendi bakanlıklarına ilişkin soruları yanıtlamak için toplantıda hazır bulundu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın sunulundan öne çıkanlar:
Menfi hadiselere rağmen temel makroekonomik politika yaklaşımı sürdürülmüş, mali disiplin ve sürdürülebilir büyüme hedefinden sapma olmamıştır. Dünyada enflasyonla mücadelenin devamı ve parasal gevşeme döngüsünün ötelenmesi ve artan jeopolitik gerilimlere rağmen Türkiye ekonomisi dengeli görünümünü korumaktadır.2026, 2027'de cari işlemler açığının milli gelire oranının sırasıyla yüzde 1,3 ve yüzde 1,2 seviyesine gerilemesi, 2028 itibarıyla yüzde 1 düzeyine inmesi hedeflenmekte.
Ekonomimiz dış şoklara karşı dayanıklılığını bir kez daha ortaya koşmuştur. 2024’den beri dezenflasyon süreci kararlılıkla sürdürüldü 42,2 puan gerileme gösterdi. Türkiye yüzde 3,3 büyüme kaydetti ve 15 yıl boyunca kesintisiz dengeli büyüdü. 3 yıllım süreçte enerji, konut, sağlık ve gıdada dengelenme görüldü. Ilımlı cari açık elde edilmiştir. Türk Lirası’na güven arttı. Cari işlemler dengemizde sağlayacağımız iyileşme, Türkiye'nin dış finansman ihtiyacını da önemli ölçüde azaltacaktır.
REZERVLER TARİHİ SEVİYEDE
Son iki yıldaki politikalarla, uluslararası rezervlerimiz önemli tutarda artarak tarihi yüksek seviyelere çıkmış, ekonomimize güveni daha da artıran bir düzeye ulaşmıştır.
Bütçe açığının milli gelire oranı 2025 yılında yüzde 3,6, 2026'da yüzde 3,5, dönem sonunda ise yüzde 3'ün altında öngörülmektedir.
Deprem harcamalarını düşerseniz bütçe açığı yüzde 3,3 oldu. İlave tedbirler etkili oldu. Cari açıkta iyileşme, TL’ye artan güven, tarihi gelişmelerli tarihe geçen bir tablo ile karşı karşıyayız. İlk defa 1,5 trilyonu ayan bir milli gelire sahip olacağız. İlk defa Dünya Bankası’nın sınıflandırmasına göre gelişmiş ülkeler seviyesine gireceğiz.
REFORM VE KAMU İDARELERİNİN ÖDENEK TEKLİFLERİ
Programda temel makro göstergelerin belirlenmesinin yanı sıra enflasyon ve büyümeye yönelik politikalarla yapısal reform başlıkları da öne çıkıyor.
Ayrıca kamu idarelerinin ödenek teklif tavanları da OVP'de yer alıyor.
OVP ile gelir-gider tahminlerinin, bütçe dengesi ve borçlanma durumunun ortaya konulması amaçlanıyor.
OVP, makroekonomik politika çerçevesi ve hedefleri ile öncelikli reform alanlarını ve takvimini gösteriyor.
ORTA VADELİ PROGRAM RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANDI
Türkiye ekonomisinin 3 yıllık hedef ve politikalarının yer aldığı Orta Vadeli Program'ın (OVP) onaylanmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan ve 2026-2028 dönemini kapsayan OVP ile temel ekonomik büyüklükler ve hedefler belirlendi.
BÜYÜME HEDEFLERİ
Buna göre, büyüme için bu yıl gerçekleşme tahmini yüzde 3,3 oldu. Ekonominin 2026'da yüzde 3,8, 2027'de yüzde 4,3, 2028'de ise yüzde 5 büyüyeceği öngörüldü.
ENFLASYON HEDEFLERİ
Enflasyonun bu yıl sonunda yüzde 28,5 olacağı tahmin edilirken, enflasyon hedefi gelecek yıl için yüzde 16, 2027 için yüzde 9, 2028 için yüzde 8 olarak belirlendi.
BÜTÇE HEDEFLERİ
Bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranının 2026'da yüzde 3,5, program dönemi sonunda ise yüzde 2,8 olarak gerçekleşeceği öngörüldü.
İŞSİZLİK HEDEFLERİ
Programda, işsizlik oranının bu yılın sonunda yüzde 8,5 olacağına yer verilerek, gelecek yıl hedefi yüzde 8,4, 2027 yılı için yüzde 8,2 ve 2028 için ise yüzde 7,8 olarak belirlendi.
İHRACAT HEDEFLERİ
İhracatın 2025 sonunda 273,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edilirken, 2026'da 282 milyar dolar, 2027'de 294 milyar dolar, program sonunda 308,5 milyar dolar olması hedeflendi.
İTHALAT HEDEFLERİ
İthalatın, bu yıl sonunda 367 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesi, 2026'da 378 milyar dolar, 2027'de 393 milyar dolar, 2028'de de 410,5 milyar dolar olması öngörüldü.
EKONOMİ POLİTİKASI
Makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri, toplam gelir ve gider tahminlerini, bütçe dengesi ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren ve merkezi yönetim bütçesi hazırlama sürecini başlatan temel politika belgesi olan OVP'de, küresel, bölgesel ve ulusal ekonomideki gelişmeler ışığında belirlenen makroekonomik hedefler ile ekonomik ve sosyal alanlarda izlenecek politikalar ortaya konularak kamu ve özel kesim için öngörülebilirliğin güçlendirilmesi amaçlanıyor.
MALİ DİSİPLİN
Program, 12'nci Kalkınma Planı'nın (2024-2028) hedefleriyle uyumlu olarak makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirmeyi, mali disiplini korumayı, orta vadede enflasyonu tek haneye düşürerek fiyat istikrarını sağlamayı, AR-GE ve yenilikçilik kapasitesini geliştirmeyi, yeşil ve dijital ekonomiye geçiş odağında teknolojik dönüşümü sağlamayı, beşeri sermayeyi güçlendirmeyi, iş gücü piyasasını daha da etkinleştirmeyi, iş ve yatırım ortamını iyileştirmeyi ve ekonomide kayıt dışılığı azaltmayı ön plana alan sürdürülebilir büyümeyi hedefliyor.
OVP'nin amaç ve öncelikleri, program dönemi boyunca kamu kurumlarının bütçelerinin hazırlanmasında, yasal ve idari düzenlemelerin gerçekleştirilmesinde, karar alma ve uygulama süreçlerinde belirleyici olacak.
Küresel görünüme değinen Yılmaz, dünya ticaretinde büyümenin zayıfladığını ve emtia fiyatlarındaki artışının hızlandığını belirterek bu gelişmelerin küresel baskı oluşturduğuna dikkati çekti.