Bir süredir, özellikle Uğurcan Çakır'ın Fenerbahçe ile Galatasaray'a transfer spekülasyonlarının olduğu zaman diliminden beri sosyal medyada olan paylaşımları detaylı bir şekilde irdeleme fırsatım oldu...
İşte " Düşmana topçu verilmez " den, " Trabzonspor kaptanı başka kulüpte oynayamaz " ından tutunda; Onur Kıvrak güncellemeleri ve O bu durumda olmaktansa futbolu bırakmışmış safsatalarına kadar her şeyi trajikomik bir süreçle süzgeçten geçirme fırsatı buldum....
Arkadaşlar !!!
Birincisi; neyin düşmanlığı bu ?
Savaşta mıyız da biz bilmiyoruz acaba ?
Kaldı ki Fenerbahçe düşman da, Galatasaray mı dost ??? Fenerbahçe'nin bizimle düşman olarak anılmasının tek ve asıl sebebi; Trabzonspor ne zaman şampiyonluk yarışı verdiyse, hepsinde de Fenerbahçe ile rekabet etmek durumunda kaldı da o yüzden. NET....!!!!!
Es kaza bu yarışları Galatasaray ve Beşiktaş ile yapacak olsaydık demek ki; en büyük düşmanımız o zaman bu 2 kulüp olacaktı, öyle mi ???
Arkadaşlar !!!
Duygular ile yönetilmez Trabzonspor. Yönetim işi; akıl ve mantığın sürekli iyileştirme metodları ile birbirini pekiştirmesi ve belli bir süzgeçten geçirilerek kulüp menfaatleri doğrultusunda neyi yapmamız gerekliliği sorularına verilmiş birer cevaptır...
İkinci olarak; Galatasaray şampiyonluğa giderken, Trabzonspor taraftarları Hüseyin Avni Aker Stadyumu'nda Galatasaray Bayrağı açacak kadar yakın hissederlerdi kendilerini Sarı - Kırmızı renklere, İdmangücü Kulübü'nden ötürü. Amma ve lâkin; biz Trabzonsporlular olarak, şimdiye kadar Galatasaray Kulübü'nden ve taraftarından, lehimize hiç bir eylem, söylem veya aksiyon göremedik şimdiye kadar...
O zaman demek ki ne Fenerbahçe düşman, ne de Galatasaray dost !!!
Burada bir futbol sektörü, bu sektörde varolmaya çalışan kulüpler, şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi yarışları ile belli bir bütçeyi; gelir gider dengelerini gözeterek yönetmek var...
Gel gelelim an itibariyle; bu yönetim bunu becerebiliyor mu ? En son sermaye arttırımı ile kulübün ipi kesildi ve bunlarca borç ile paraları gasp edilen insanların davaları da peşi sıra gelecek. Hep beraber göreceğiz...
Bir taraftan Uğurcan'ın gidişini VATAN - MİLLET - SAKARYA moduna mı sokmadılar ??? Neymiş efendim !!! Trabzonspor Kaptanı, başka takımda futbol oynayamazmış...
Bir soralım bakalım Uğurcan'a ??? O, Sizin kadar dert ediyor mu bu durumu yoksa MONEY TALKS mu diyor ??? Elbette ki PARA KONUŞUR diyor. Trabzonspor'luluk; Hattı Müdafaa Yoktur, Sattı Müdafaa Vardır, yok efendim VATAN YAHUT SİLİSTRE vs. vs. vs. Geçiniz bunları...
Elâlem Trabzon'lu ve Trabzonspor'luyum ayağına Milyon Euro'ları götürecek, bir de Onların kavgasını biz vereceğiz...
Futbol artık bu minvalde yönetilmiyor arkadaşlar !!! Kulüp menfaatleri doğrultusunda neyi yapmamız gerekiyor ise; en uygun zaman ve esnada bunu harekete geçirmemiz bekleniyor...
95 -96 Şampiyonluğunu kaçırdığımız seneden 1 sene sonra; Ogün ve Abdullah'ı hiç tereddüt dahi etmeden, Fenerbahçe'ye sattığını itina ile hatırlatırım, dönemin başkanı Mehmet Ali Yılmaz'ın. NET....!!!!!!
Kaldı ki futbol artık eski futbol mantalitesi ile oynanmıyor ki !!! Yusuf Yazıcı'yı yere göğe sığdıramıyorduk. O olmazsa Trabzonspor olmaz diyorduk. Ne oldu ?? Hiç !!!
Ya Abdulkadir Ömür. Yerli Messi olmazsa Trabzonspor biter diyorduk. Hani nerede ?? Esamesi bile okunmuyor. O yüzdendir ki; vazgeçilmeyecek kimse yoktur bu hayatta...
Kaldı ki Ertuğrul Doğan biraz başkanlıktan anlasa ve azıcık vizyon sahibi olsa; Trabzonspor Kulübü'nün menfaatleri için 20 - 25 Milyon Euro ile neredeyse bir takım kurar sıfırdan. Olmadı şunu bile düşünecek kadar vizyon sahibi olsa yeterdi ??? Uğurcan'ı 20 - 25 Milyon Euro ya da İrfan Kahveci, İsmail, Oğuz veya Cengiz Ünder veya Emre Mor + 3 - 5 neyse Milyon Euro ile Fenerbahçe'ye satmayı başarmış olsaydı, kahramandı. Aynı zamanda şampiyonluğa giden kadronun mihmandarı idi. Ama nerdeeeee ???
Şimdi ne oldu ??? Zaten kulübün kasası boş. Milyonlarca Euro borç var ve üstelik bir çok kişinin hisse senetleri paralarını hiç etmişsin, son gittiğin sermaye arttırımı ile de kulübün Trabzon Şehri ve gerçek Trabzonspor'luların elinden kayıp gitmesine de seyirci kalmışsın. Bir de üstüne üstlük eline geçen bu fırsatı tepiyorsun....
Kaleci bulunurdu Uğurcan'a alternatif olarak çok rahat. Bunu unutmayın...
Bir de Onur Recep Kıvrak örneğinin arkasına sığınarak bunu dillendirmeler başladı Sosyal Medya'da. Yok başka takımda oynamaktansa Trabzonspor ile jubilesini yaptı da; falanlar filânlar. O müzmin sakatlığı olmasa idi Onur Recep Kıvrak'ın; bırakır mıydı sanıyorsunuz futbolu ?? Üstüne üstlük 7 yenen maçta ayyuka çıkan ve Burak Efendi ile kraldan çok kralcılık oynamaya başlamaları ve bu minvalde olan aksiyonları bitirdi Trabzonspor kariyerini. Yoksa; Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş istese idi, 1 dakika durur muydu zannediyorsunuz ? Kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın. NET...!!!!
Ve nihayetinde yıllık 60 Milyon TL verilen Uğurcan'a; olası transferinden Milyon Euro'lar kazanmak bir yana dursun, bir de üstüne üstlük 116 Milyon TL yıllık ödeme yapacağız. Yani bir de zararlı çıktık bu alışverişten...
Peki velhasıl Trabzonspor şampiyon olamadııııı. Ve Uğurcan da 33 yaşında ve Trabzonspor kalesinde. Bu saatten sonra kim ister Uğurcan'ı. Elinde patlaması bir yana, hem şampiyon olamamışsın, hem Şampiyonlar Ligi'nde oynayıp çok iyi bir fiyata satamamışsın, hem de verdiğin Milyonlar cabası. Bu mu yönetmek demek ??? Trabzonspor yöneticiliği böyle mi yapılır ???
Yusuf Yazıcı'yı Lille'e satıp, Abdulkadir Ömür'ü 32 Milyon Euro ile Manchester City'ye satmayan ve asrın pişmanlığını yaşayan Ahmet Ağaoğlu örneğini hatırlatmak isteriz itina ile. Kaldı ki Ağaoğlu bunlara göre yönetici idi. Kulübün parası yokken dahi nereden gelir elde etmesi gerektiğini çok iyi bilen, geleceği okuyabilen, çok iyi bir vizyoner ve çok yönlü bir yönetici idi. Bunlar gibi SALLA PATİ gitmiyordu yani...
Arkadaşlar !!!!
Futbol mantalitesinin değiştiğinden dem vuruyoruz hep...
Louis Figo Barcelona'nın yıldızı idi, Real Madrid'e gitti. Zlatan İbrahimoviç hem Milan'da hem de ezeli rakibi Inter Milan'da oynadı. Manchester City'nin duayen isimlerinden De Bruyne, Napoli'nin yolunu tuttu. Sergen Yalçın 4 büyüklerin hepsinde, artı İstanbulspor ile Siirt Jetpa'da bile oynadı. Her sene sonunda Hami Mandıralı'nın ismi Galatasaray ile anılıyordu. Emre Belözoğlu hem Galatasaray hem de Fenerbahçe'de futbol oynadı....
Demek ki neymiş ???
Futbol bir düşmanlık oyunu değilmiş...
Bugün Fenerbahçe ile, yarın Galatasaray ile ve daha sonra da pekalâ Beşiktaş ile şampiyonluk mücadelesi verebilirsiniz. Onlar da mı düşman olacak o zaman ?? Yapmayın Allah'ınızı severseniz...
Kulübün çıkarları için kimin satılması gerekiyor ise satılır, kimin alınması gerekiyor ise de alınır. Kimisi kadro dışı da bırakılır, kiminin de sözleşmesi uzatılır veya fesh edilir. Kulübün ve Trabzonspor Takımı'nın üstünde hiç bir kişi, kurum ve mecra olmamalıdır Trabzon şehrinde. NET....!!!!!
Ama maalesef ki ayağına kadar gelen bu fırsatı dahi tepti Ertuğrul Efendi. Kaldı ki 34 yaşında ve 2 maçta bir sakatlanan Visca, Lundstram, bitmiş Barisic, Cham, yolun soluna gelmiş ve ancak tek devre çıkarabilen Mwakaeme, ne olduğu tecrübeler ile sabit Serdar Saatçi, yapamayan ve bir türlü olmayan bir Draguş, hatta Okay, Mendy, Lundstram ve aynı bölgeye hitap eden diğerleri ile çöpe atılan paraların hesabını bu şehir senden elbette sorar Ertuğrul Efendi...
Hadi tribünleri para ile susturdun. Gazetelere para dağıttın. Ve elindeki son kozlarını da tüketmek üzeresin. Yarın bu susturduğun adamların menfaat musluğu kesildiğinde; o hedef tahtasına Sen'den başkasını koyacaklar mı sanıyorsun ???
Hep beraber göreceğiz...
Trabzonspor U-19 jenerasyonunu da heba etme bari....
Herkese Selâmlar & Sevgiler & Hürmetler